EYVAH! ÇOCUĞUM ÇOK ZEKİ

“Bu çocuğun içine büyük insan kaçmış!”

“Büyümüş de küçülmüş! Laflara bak!”

“Ne kadar ağır bir çocuk, kocaman adam sanki.”

“Bazen hiç beklemediğim cevaplar veriyor!”

“Hem çok akıllı hem düşük not alıyor.”

“Çizgi film izlerken mum gibi, ödev yaparken dikkatini toplayamıyor.”

Yapılan araştırmalar çocukların zekâsının gün geçtikçe arttığını ortaya koyuyor. Diğer yandan çocuklardaki zekâ artışıyla birlikte, birçok yeni “problem” karşımıza çıkıyor.

Öğrenme Güçlükleri (Disleksi, Disgrafi, Diskalkuli), Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Otizm Spektrum Bozukluğu bunlardan sadece birkaçı.

 – Ne oldu da bu kadar yaygınlaştı bu “bozukluklar”?

İşin açık tarafı, bir değil onlarca neden söyleniyor. Yediğimiz yiyeceklerde kullanılan tarım ilaçlarından tutun, soluduğumuz hava kirliliğe, paketli gıdalardaki katkı maddelerinden tutun, gebelikteki B12, folik asit eksikliklerine ve hatta kalıtsal sebeplere kadar “kaçmak istediğimiz ama kaçamadığımız” bir sürü neden…

 – Çocuğumda bir “problem” olup olmadığını nereden anlarım?

* Eğer çocuğunuzda fark ettiğiniz, fakat bir türlü anlamlandıramadığınız bir sıkıntı varsa,

* Göz kontağı kurmuyorsa, göz bebekleri normalden hızlı hareket ediyorsa,

* Agulama, emekleme, sıralama gibi bazı gelişim basamaklarını “atlayarak” ve “erken” tamamladıysa (Örneğin, emeklemeden 1 yaşından önce yürüdüyse),

* Heceleri, harfleri atlayarak veya değiştirerek okuyorsa, karıştırıyorsa (Örneğin D ve B harflerini karıştırıyorsa, E harfini ters yazıyorsa),

* Kıpır, kıpır, sürekli yerinde duramayan, sabırsız bir hali varsa (Örneğin kısa cümleleri, yönergeleri dinlemeye tahammülü yoksa),

* Sık sık öfke patlamaları yaşıyorsa (Okulundan, arkadaş ortamından bu konuda şikâyet geliyorsa),

* Okuma-yazma-sayısal becerilerinde “zorlandığını” veya “anlayamadığını” söylüyorsa (Örneğin, bazen zor konuları çabucak anlayıp, basit konularda zorlanma yaşıyorsa),

* Dikkatini odaklayamıyor, çevreden gelen en ufak bir uyaranda ilgisi dağılıyorsa,

* Kitap okumak, ödev yapmak gibi uzun odaklanma gerektiren görevleri yapamıyor, zorlanıyorsa,

* Sık sık eşyalarını kaybediyor, görev ve sorumluluklarını yerine getiremiyorsa…

Bunlar gibi birçok davranış, çocuğunuzun çok karşılaşılan bozukluklardan birine sahip olduğuna işaret edebilir.

 – Anne-babalar ne yapmalı?

Yapılacak en güzel şey, çocuğun ailesinin eşliğinde, bir psikolog tarafından uygun görülen ölçeklerle değerlendirilmesidir.

Daha sonra testlerin sonuçlarının bir çocuk psikiyatristine ve özel eğitim uzmanına iletilmesi gerekir. Nitekim ülkemizde “tanı koyma yetkisi” sadece tıp doktorlarına aittir. Doktorunuzun koyduğu tanıya göre bir süreç izlenir.

Özel eğitim uzmanı ise, çocuğunuzun test sonuçlarında görülen güçlü ve zayıf becerileri dikkate alarak “çocuğunuza uygun bir eğitim programı” hazırlar. Çocuğun zorlandığı alanlar üzerinde eğitim vererek, sosyal ve akademik yaşantısında daha başarılı olmasına katkı sağlar.

Sözün özü, günümüzde çocuklarda sık karşılaşılan bu problemlerin tek bir çözümü maalesef yoktur. En etkili çözüm yolu, çocuk için en doğru olan eğitim programının tespit edilmesi ve sebatla uygulanmasıdır. Aksi takdirde ergenlik ve yetişkin dönemlerinde daha ciddi problemler, önce çocuğun, ardından ailenin hayatını olumsuz yönde etkileyecektir.

Nergiz Tuba ÇAĞIL

 

Yorum Yaz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.